Yılmaz, Denizli ziyareti kapsamında, Pamukkale Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı Töreni’ne katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, ekonomik büyümenin devamlılığı sağlamanın, teknolojik ilerleme ve sürdürülebilir verimlilik artışıyla mümkün hale geldiğini belirterek, bunun yalnızca üretim miktarını arttırmayı değil, aynı zamanda kaliteyi yükseltmeyi, süreçleri optimize etmeyi ve zaman ile enerji gibi kaynakların en uygun şekilde değerlendirilmesini gerektirdiğini söyledi.
Toplam faktör verimliliğinin ise yalnızca emeğin ve sermayenin etkin kullanımını değil, aynı zamanda teknolojik değişimin itici gücünü de kapsadığına dikkati çeken Yılmaz, yapay zeka, otonom araçlar, robotik üretim sistemleri, arttırılmış gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi yenilikçi teknolojilerin yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade etti.
Yılmaz, teknolojik ilerlemenin ve dijital dönüşümün taşıyıcısı olan üniversitelerin verimlilik artışını sağlayan en önemli aktörler arasında yerini aldığını dile getirerek, üniversitelerin araştırma merkezleri ve teknoparklar aracılığıyla yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesine öncülük ettiğini ve dijitalleşmenin gerektirdiği nitelikli insan kaynağını yetiştirdiğini vurguladı.
Dijital ve yeşil dönüşümün Türkiye’nin orta ve uzun vadeli vizyonunun omurgasını oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, bu vizyon doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin eğitim camiasıyla yakın işbirliği içinde çalıştığını, dijital ekonomiyi güçlendirecek politikalar geliştirdiklerini söyledi. Cevdet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siber güvenlik kapasitemizin güçlendirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar sonucunda Türkiye’nin ilk siber güvenlik lisesini kurduk. Ardından geçtiğimiz yıl Yükseköğretim Kurulu işbirliğiyle üniversitelerimizde ilk siber güvenlik meslek yüksek okullarını açtık. Bu yıl ise siber güvenlik mühendisliği ve bilgi güvenliği bölümü gibi yeni lisans programlarıyla çıtayı yükselttik. Bu noktada şunu da ilave etmek isterim. Geçtiğimiz dönemde İsrail tarafından Lübnan’da yapılan saldırılarda da gördüğümüz üzere artık hiçbir yer güvenli değil. Cep telefonlarıyla, çağrı cihazlarıyla bile saldırıların yapıldığı bir dünyadayız. Siber güvenlik hem kişilerin kendi temel hakları, hürriyetleri, veri güvenlikleri açısından hem kurumların sağlıklı çalışması, milli güvenliğimiz ve firmalar açısından çok önemli.”
– “Yeni bir Siber Güvenlik Başkanlığı oluşturuyoruz”
Yılmaz, bugüne kadar Türkiye’nin siber güvenlikle ilgili çok başarılı işlere imza attığını ama bunları daha üst bir noktaya taşımak istediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni bir Siber Güvenlik Başkanlığı oluşturuyoruz. Çok güçlü bir yapıyla bu alandaki süreçleri düzenleyecek ürünleri ve firmaları akredite edecek çok daha etkili bir şekilde ülkemizin, insanımızın, firmalarımızın siber güvenliğini sağlayacak bir yapılanmaya gidiyoruz. Önümüzdeki vadede, yakın bir dönem içinde Meclisimizin bu yeni teklifi değerlendireceğini düşünüyorum.
Ayrıca Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ve eylem planı hazırladık. Bu anlamda da Türkiye sahip olduğu imkanları sonuna kadar zorlayarak öncü ülkelerden biri olma çabası içinde. Yapay zeka yine her şeyi çok derinden dönüştüren bir yeni eğilim olarak geliyor. Bunu görmemiz lazım. Üniversitelerimizden firmalarımıza, kamu kurumlarına varıncaya kadar. Bütün kurumların bu gelen eğilimleri görmesi lazım. Yapay zeka birçok mesleği belki ortadan kaldıracak. Bazı yeni meslekler çıkacak ortaya. Bir taraftan da mevcut meslekleri yapma biçimimiz değişecek. Belki meslek devam edecek ama farklı bir şekilde icra edilecek. Dolayısıyla artık geleceği planlarken bugünün ihtiyaçlarıyla birlikte doğabilecek yeni ihtiyaçları da düşünerek programlarımızı, müfredatımızı, eğitim süreçlerimizi planlamak durumundayız. Dolayısıyla yapay zeka da yine çok çok önemli bir süreç.”
-“Her alanda üretken yapay zekayı çok daha etkili kullanmak istiyoruz”
Yılmaz, kamuda, özel sektörde, eğitimde ve her alandaki işi daha verimli ve etkili yapmayı sağlayan yapay zeka uygulamalarının bulunduğunu bildirerek, “Önümüzdeki dönemde sağlıktan sulama sistemlerine, enerji üretiminden en basit bürokratik birtakım çalışmalara ve güvenlik alanına varıncaya kadar her alanda üretken yapay zekayı çok daha etkili kullanmak istiyoruz.” diye konuştu.
Dijital Genç Yapay Zeka Ekosistemi ile 4 bin öğrenciye teknik ve uygulamalı yapay zeka eğitimi verilerek, gençlerin dijital dünyadaki yetkinliklerinin artırılmasının hedeflendiğini belirten Yılmaz, Dijital İnovasyon İşbirliği Platformu’nun, üniversitelerin araştırma altyapılarını bir araya getirerek kamu kurumlarının ihtiyaç duyduğu ileri dijital teknolojilere yönelik çözümler geliştirmek amacıyla kurulduğunu ifade etti.
Bu projelerin, gençlere yeni fırsatlar sunarken, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını dijitalleşme çağının yüzyılı yapma vizyonuna katkı sağladığını dile getiren Yılmaz, üniversitelerde dijital ve yapay zeka temelli 73 ön lisans ve lisans programının açıldığını ve bu programların büyük ilgi gördüğünü anlattı.
– “Üniversiteler aynı zamanda bir kalkınma kurumu”
Yılmaz, Pamukkale Üniversitesinin, Pamukkale Teknokent ve Araştırma Merkezleri aracılığıyla bölgesel dijitalleşme çalışmalarında güçlü bir liderlik sergilediğini belirterek, üniversiteleri sadece bir eğitim ve araştırma kurumu olarak değil aynı zamanda bir kalkınma kurumu olarak gördüklerini bildirdi.
Pamukkale Üniversitenin TÜBİTAK destekli, uluslararası ödülleri ve TEKNOFEST’te kazandığı başarılarla dikkati çektiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Mühendislik Fakültesinin geliştirdiği yapay zeka destekli teknolojiler ve Tıp Fakültesi’nin kanser tedavisine yönelik inovatif çalışmaları üniversitemizin Pamukkale Üniversitesinin sadece eğitimde değil aynı zamanda sağlık ve teknoloji alanında da öncü bir konumda olduğunu göstermektedir. Pamukkale Üniversitesi bölgesel kalkınmayı desteklemek amacıyla bir taraftan turizm alanında bir taraftan sanayi kuruluşlarıyla güçlü iş birlikleri geliştirmektedir.”
“Türkiye’de akademik altyapıyı üniversiteleriyle, öğretim elemanlarıyla, bilimsel araştırma tesisleriyle ve eşit fırsat anlayışıyla dönüştüren bir iktidar olarak öğrencilerimizin sadece akademik başarılarını değil yaşamlarını bütüncül bir şekilde inşa etmeyi desteklemeyi hedefliyoruz.” diyen Yılmaz, Türkiye’nin her köşesinde doğan her çocuğun eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini, bu anlayışın toplumsal adalet ve kalkınma için vazgeçilmez olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, program öncesinde üniversitenin fuaye alanında yer alan stantlarda, enstitü, fakülte ve yüksekokulların faaliyetlerine ilişkin bilgi aldı, burada sergilenen ürünleri inceledi.
Yılmaz, üniversitede eğitim gören Filistinlilerce oluşturulan Filistin Köşesi’nde öğrencilerle sohbet etti, Filistinli öğrenciler Yılmaz’a kefiye hediye etti.