Giresun’un Dereli ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki Mehmet Zenk, 1966 yılında çırak olarak başladığı terziliği 59 yıldır aynı azim ve tutkuyla sürdürüyor. İlçenin en eski esnaflarından biri olan Zenk, 1968’de kendi iş yerini açarak mesleğine ustalık yolunda adım attı.
O günden bu yana sabah saatlerinde dükkânını açan, akşam saatlerine dek çalışan Zenk, mesleğini bırakmayı hiç düşünmediğini söyledi.
Zenk, terziliğin yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Alışmışım, ruhuma işlemiş bu meslek. Rüyamda dahi bu işi yapıyorum. Her sabah saat 7’de kalkar, saat 8’de dükkânımı açarım. Elimden geldiğince oğlumla birlikte çalışıyorum. Makasımı hiç bırakmadım.”
Mehmet Zenk, teknolojinin gelişmesiyle hazır giyimin yaygınlaşmasına rağmen özel dikim takım elbiselere hâlâ ilgi olduğunu ifade etti:
“Daha çok erkek takım elbise dikiyoruz; ceket, pantolon ve yelek şeklinde. Bunun dışında tamirat işleri de yapıyoruz. Talep azaldı ama halen isteyenler var. Bu bölgede bu işi yapan tek terzi benim.”
Terziliği “altın bir meslek” olarak nitelendiren Zenk, çırak yetişmemesinden yakındı:
“Eskiden iki kalfa ile çalışırdım. Talep çoktu. Şimdi gençler bu mesleği tercih etmiyor. Çırak yok denecek kadar az.”
Mehmet Zenk, 37 yıldır aynı dükkânda birlikte çalıştığı oğlu İlyas Zenk’e mesleğin inceliklerini de aktarıyor. Baba-oğul ilişkisini “aynı zamanda usta-çırak ilişkisi” olarak tanımlayan İlyas Zenk, babasıyla çalışmanın kendisi için ayrı bir gurur olduğunu söyledi:
“Hem babam hem ustam. 37 yıldır birlikte çalışıyoruz. Beraber omuz omuza, arkadaş gibi mesleği sürdürüyoruz.”
Son olarak sağlığı yerinde olduğu sürece mesleğini sürdüreceğini vurgulayan Mehmet Zenk, “Bu iş benim hayatım, bırakmam” diyerek, meslek aşkının yıllara meydan okuduğunu bir kez daha gösterdi.