Bir vatandaş, devlete olan güvenini ve şükranını dile getirdi: “Allah devlete zarar vermesin, millete zeval vermesin. Yapacak bir şeyimiz yok. Devlete bağlıyız. Devlet ne verirse onu alırız. Babadır devlet. Baba da ne verirse evladına onu alır. Ama yetirip yetirmeyeceğini evlatları bilir. Devlet isterse verir isterse vermez. Ben şükür, ben geçiniyorum yani. Yetiyor yetiyor. Binbir bereket versin. Sen hor kullanırsan parayı, istenmedik şeyleri alırsan, edersen o zaman yetmez. Binden aşıyor yetiyor. Devleti sık boğaz etmeye de hakkımız yok.”
Ekonomik Zorluklar ve Şükretme Gerekliliği
Bir başka vatandaş, ekonomik zorlukları ve şükretmenin önemini vurguladı: “Bizim bu Türk milletimizde bir doyumsuzluk var. Tamam? Neden doyumsuzluk var? Allah’ına şükretmeyen hamdetmeyen insanlar hiçbir zaman doymaz. Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem diyor ki ‘Ya Rabbim ürpermeyen kalpten, kabul olmayan duadan, doymayan nefisten sana sığınırım.’ Bugün Cumhurbaşkanımız, Ak Parti yönetimi ve iktidarı… Sayın Cumhurbaşkanımız ülkeyi 50 yıl geriden aldı öne koydu. İHA’lar, SİHA’lar, KAAN’lar, F-16’larını kendin yapıyorsun. Helikopterlerini ve savaş gemilerini… Şu anda 4 tane uçak gemisi yapılıyor, kimin haberi var? Amerika’nınkinden daha büyük. Şükredecekler. Adam diyor ki geçinemiyorum diyor. Kirada oturuyor. Eşi de öğretmen, emekli olmuş kocası da… Peki diyorum 90 bin liralık iPhone telefon niye alıyorsun? Dört tane içinde kablo tel var. Sana desem ki ben 10 lira daha koy 5 tane Cumhuriyet altını al, şöyle torunlarına koy desem. İnsan sıkıntıyı kendi yaratır. Ben torun sahibiyim. Güçlü oldukça af buyurun, köpekler saldıracak. Senin düşmanın kim? Fransız, İngiliz, Amerika ve Yahudi. Bizim bir şeye ihtiyacımız var: Birlik, beraberlik, iman, ihlas, namaz, niyaz… Aile temelleri çok sağlam olmalı.”
Ekonomik Zorluklar ve Geçim Sıkıntıları
Bir başka vatandaş ise emekli maaşlarının yetersizliğinden şikayet etti: “Ben öğretmen olduğum için 10 bin lira değil. Bir defa onlara hiç vermesinler 10 liranın üstünde niye biliyor musun? Çünkü bu Ak Parti’yi hep onlar başa getirdi. Şimdi de onlar cezasını çekiyor, ben memnunum yani. 18 yıl oldu emekli olalı. Emekli olduğumda 3 asgari ücret parası alıyordum. 1.000 liraydı. 2006’da 350 liraydı asgari ücret. 3 katı alıyordum. 18 yılda hiç artmadığı gibi 3’te 2’si düştü. 1 asgari ücret parası alıyorum. Eskiden biz evimizi, arabamızı alabiliyorduk. 3 tane çocuğu da okutabiliyorduk. Hadi şimdi bir emekli çıksın da bir çocuğunu okutsun göreyim. Ben emekli olduğumda çocuğumu özel üniversitede okuttum Kıbrıs’ta. Ama şimdi buyur, şurada bir çay, kahvesine 5 liralık yer arıyoruz. Sağ olsun başkan etmiş de şimdi oraya gidip çay içeceğiz. Bu 12.500 lirayla baştakiler 1 ay geçinseler ya. Ben sadece bunu istiyorum. Ben başka bir şey istemiyorum. Bu halkı yiyen 12 bin lirayla kandırdıklarını mı sanıyorlar? Yazık! Ben acıyorum onlara biliyor musun?”