Afyonkarahisar’da yarın Büyük Taarruz 3. Uluslararası Kısa Film Festivali başlıyor. 8-11 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivalin programı belli oldu. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin yayımladığı festival programına baktım ve bir şeyi fark edemedim: Büyük Taarruz Film Festivali’nde Büyük Taarruz yok!
İlk gün, Özgür Filistin Onur Ödülü verilecek. İkinci gün, Filistin’de yaşananları ve İsrail’in kuruluşunu anlatan Farhaadlı film gösterilecek. Üçüncü gün, Filistin topraklarının nasıl gasp edildiğini anlatan Kutsal İşgal adlı belgesel gösterilecek. Dördüncü gün ise yine Kutsal İşgal belgeseli gösterilecek ve Türk sinemasının unutulmaz ismi Hülya Koçyiğit Afyonkarahisar’da olacak.
Ancak, Büyük Taarruz adı altında yapılan bu festivalde Büyük Taarruz’u bulamadım. Programı buraya bırakıyorum. Bulabilen ya da görebilen varsa, lütfen yazsın.
**
101 Yıl Önce Bu Topraklarda Neler Olduğunu Anlatmalıydık
Tabii ki Filistin’deki zulümleri, katliamları anlatalım. Elbette çocukların ve kadınların nasıl katledildiğini dile getirip isyan edelim, bir şey yapamamanın çaresizliğini paylaşalım. Ama 101 yıl önce bu topraklarda yaşanan zulümleri de, ismi Büyük Taarruz olan bir film festivalinde anlatmalıydık/anlatmalıyız.
Sanatın gücünü kullanarak, bu bölgedeki zulümleri ve zaferleri belgesellere, filmlere, dizilere aktarmalıydık/aktarmalıyız ki bu topraklarda 101 yıl önce yaşanan acıları unutmadan hatırlayalım.
Geçen yıl, bir öğrenci Vali Kübra Güran Yiğitbaşı’na bir söyleşi sırasında bu konu hakkında sitem etmişti: “Seneye umarım Büyük Taarruz Film Festivali’nde Büyük Taarruz’u görebiliriz,” demişti. Ama ne yazık ki bu yıl da Büyük Taarruz Film Festivali’nde Büyük Taarruz’u göremeyeceğiz. O günlerde yaşanan zulümleri anlatan bir film ya da belgesel izleyemeyeceğiz. Bol bol Filistin’i dinleyip izlerken, bu topraklarda 101 yıl önce neler yaşandığını anlatmamaya devam edeceğiz.
**
Neyse, size bir tavsiyede bulunayım. 2020 yılında Afyonkarahisar Belediyesi’nin Kültür Yayınları’ndan çıkan, Yusuf İlgar’ın kaleme aldığı Afyonkarahisar’da Yunan Zulmü kitabını okuyabilirsiniz.
Deper Köyü’nde Halkı Kurşuna Diziyorlar
Kitapta cinayetlerden bahsediliyor. Bu cinayetlerden biri Deper, yani bugünkü Ataköy’de gerçekleşmiş. Kitapta o günler şöyle anlatılıyor:
“2 Ekim 1921 tarihinde Deper Köyü basılarak köy halkından bir kısmı Yunanlılar tarafından tüfek ve dipçik darbeleriyle öldürülmüş, köy yağmalanmış, kadınlar camiye kapatılmış. Köy halkından götürülen 100 kişiden köyün imamı ve köy idare heyeti üyeleri dizlerinden kesilerek öldürülmüş, diğerleri ise Akçeşme mevkiinde kurşuna dizilmiştir. Yaralı olarak esir düşen erlerimiz süngülenmiş, sağ kalanlar birbirine bağlanarak yakılmıştır.”
6 Aylık Bebeği Süngüyle Öldürüyorlar
Bir başka acı olay ise Sülümenli Beldesi’nde yaşanmış: “Yunanlılar, Sülümenli’de bir kadının göğüslerini kesmiş, 6 aylık bebeğini havaya fırlatmış ve süngüyle şehit etmişlerdir.”
Çayırbağ’ı Makinalı Tüfekle Tarıyorlar
Çayırbağ Beldesi’nde de acılar yaşanmış. Kitapta şu şekilde anlatılıyor: “Bir akşamüstü sokağa çıkan çocuk, kadın ve erkek olmak üzere toplam 28 kişi öldürülmüştür.”
Yunan işgali sırasında onlarca köy ateşe verilmiştir. Kitapta şu köylerden bahsediliyor: “Çakır, Kalecik, Çavdarlı, Doğanlar, Kışlacık, Sincanlı, Akviran, Döğer, Sarıcaova, Beyköy, Eğret, Kayadibi, Sığracık, Küçükhüyük ve ismi okunamayan 6 köy tamamen yakılmıştır.”
Yusuf İlgar’ın kitabında, işgal sırasında resmi kayıtlara göre 448 tecavüz olayı yaşandığı ifade ediliyor.
Gasp, yangın, cinayet, zulüm ve tecavüzler… Bunlar, 101 yıl önce bu topraklarda yaşanan acı olayların bazıları. Tüm bu zulümlerden, Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının başlattığı Büyük Taarruz sayesinde kurtulduk. Ancak biz Büyük Taarruz Film Festivali yaparken, Büyük Taarruz’dan bahsetmemeye devam ediyoruz.
Söyleyeceklerim bu kadar.
