HABER DETAYI

23 Mayıs 2025 14:43

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Ekinci: “Afyon ayağa kalkıp mermeri 1 TL’ye vermiyoruz demeli”

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Ekinci: “Afyon ayağa kalkıp mermeri 1 TL’ye vermiyoruz demeli”

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanı Saniye Hazer ve parti üyeleri Afyon Postası’na ziyaret gerçekleştirdi.

Afyon Postası İmtiyaz Sahibi ve Gazeteci Nail Azbay ile Yazı İşleri Müdürü Esma Azbay, Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci, Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanı Saniye Hazer ve parti üyelerini karşıladı.

Saadet Partisi’nin Afyon Postası’na yapmış olduğu ziyarette karşılıklı görüş alışverişleri yapıldı. Toplu fotoğraf çekimiyle ziyaret son buldu.

Afyon Postası’na özel konuşan Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci,

“Kadınlara yapılan şiddeti kravat ve takım elbiseye bağlamayalım”

“Türkiye’deki kadınların problemi dediğimizde en temel problemimiz:

Bugün çocuklarımızın karnını doyuramamak.
Eğitimdeki eşitsizlikler.
Her alanda kadınlara karşı yapılan negatif ayrımcılık.

Pozitif ayrımcılık demeyi çok isterdim ama negatif ayrımcılık… Ki bunun içerisinde bugün en çok sokaklara çıktığımızda güvensiz şehirler bizi en çok üzen mesele. Bu şehirlerin en büyük problemleri kadına yönelik şiddet ve istismarların artması.

Aslında çok uzun konuşulması gereken konular ama ben konuşulmasının artık doğru olmadığına inanıyorum. Bir an önce bununla ilgili şehirlerin güvenli olması ve gerekli kanunların uygulanması için buradan tekrardan hükûmete sesleniyoruz:
Lütfen kadınlara yapılmış olan şiddet ve cinayet vakalarındaki indirimleri kravat ya da takım elbiseye bağlamayalım. Yapılmış olan şiddete bağlayalım, lütfen.”

“Kadına medeniyetin temel taşı olarak bakmalıyız”

“Ekonomik problemler ise sadece kadınların problemi değil; bugün Türkiye’nin ve dünyanın problemi. Ama özellikle bizim problemimiz, özellikle Anadolu insanının problemi. Çünkü yapmış olduğu çalışmanın, emeğin karşılığını alamaması ve bu emeğin karşısındaki oluşmuş umutsuzluk, kadınlarda çok daha etkili. Neden? Çünkü o kadın aynı zamanda çocuğuna umudu ya da umutsuzluğu aşılamış oluyor.

Yani kadının mutsuz olması ya da mutlu olması, beraberinde çocuklarının ve ailesinin mutlu ya da mutsuz olmasını getiriyor. O yüzden biz sadece kadına “kadın” olarak bakmak değil, kadını aslında medeniyetin temel taşı olarak bakmanın kıymetli ve değerli olduğuna inanıyoruz.

Kadının çalışmasına tam bu noktada bakıyoruz. Yani sadece kadın olarak baktığımız ya da sadece erkek olarak baktığımız bir çalışmadan ziyade, medeniyetin tam temel taşı, taşıyıcısı olan kadınlara bu noktada bakarak, bütün çalışmalarını güçlendirici, kuvvetlendirecek… Ama bunu yaparken de özellikle altını çizmek istiyorum:

Bir başka grubun ya da başka cinsiyetin üzerine çıktığımız değil, beraber yürüdüğümüz çalışmaların kıymetli olduğuna inanıyoruz. Aileyi bir erkek bir kadından oluşturuyorsak, o zaman her biri temel hak ve özgürlükleri ve sorumlulukları söz konusu.

Bunların biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, her birine eşit olması gerektiğine… Ama “fıtrat”, “adalet” kavramı bizim için çok önemli. Çünkü bazen benim pozitif ayrımcılığa uğramam gerekir, bazen erkeğin uğraması gerekir. Biz pozitif ayrımcılığı sadece kadınlar için düşünürsek o zaman, evet, karşı cinsin bize saldırısı ve düşmanlığı söz konusu olmuş olacak.”

“Kadınların ezilmesi meselesinin beraber yol yürüyerek çözüleceğine inanıyoruz”

“Ama şunu da eklemek gerekir: Tarih boyunca ne yazık ki sistemler ataerkil gitmiş. O ataerkil sistem içerisinde kadın hakları tamamen unutulmuş. Burada biz yeni oluşacak bir haktan ya da uzaydan gelmiş bir haktan bahsetmiyoruz; insanlığın ve Müslüman olmanın beraberinde getirmiş olduğu haklardan bahsediyoruz.

Dolayısıyla o haklar için evet mücadele etmemiz gerekiyor. Ama bu mücadeleyi yaparken yüzyıllar boyunca sürdürülmüş kadınların ezilmesi meselesinin biz tersten okuyarak değil, beraber yol yürüyerek çözüleceğine inanıyoruz.”

“Sadece “kadın” değil, “liyakat esaslı kadın” olması gerekli”

“Afyon’daki bugün gezeceğiz ve o farkı aslında görmüş olacağız. Ama buradan aldığımız duyumlar; hem teşkilatımızdan hem de Afyon’daki insanlardan aldığımız duyumlara göre, hem valinin hem de belediye başkanının artı baro başkanınızın da kadın olması… Bunların Afyon’a iyi geldiğini görüyoruz burada.

Dolayısıyla biz hani kadın-erkek ayırmaktan ziyade, ki kadının dokunuşu önemli. Neden önemli? Çünkü biraz önce medeniyetin temel taşı olduğunu söylediğim için. Geçerli olan liyakat.

Yani buradaki belediye başkanımız da valimiz de baro başkanımız da, gazetedeki çalışanlarımız da aslında liyakati yerine getirdi. Bu, buraya daha fazlasıyla katma değer olarak dönüşmüş olacaktır.

O yüzden biz evet, yönetimde, siyasette, eğitimde, toplumun her alanında kadının önemli olduğunu düşünüyoruz. Ama bunun sadece “kadın” değil, “liyakat esaslı kadın” olması gerektiğini söylüyoruz.

Tabii bununla birlikte bizim liyakatte çok fazla kazamız olduğunu da altını çizmek gerekiyor.”

“Afyon’dan giden 1 TL’lik mermerin İtalya’dan 250 TL’ye dönmüş olması çok üzücü”

“Hem görevim hem de yaşantım boyunca, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bulundum. İtalya’ya gittiğimde, Afyon’dan giden mermerin İtalya’da mutfak olup da sonra bana 1 TL’ye verdiğim değerin 250 TL’ye dönmüş olması beni incitiyor.

Yani burada çok kıymetli değerlerimiz var ama bunu katma değere dönüştüremeyen bir hükûmet var. O yüzden Afyon’un aslında hem yeraltı hem yerüstü hem de insani kaynakları çok kıymetli. Ama bunun kullanılmamış olduğunu, kullandırılmadığını görmüş olmak gerçekten üzüntü verici.”

“Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının gençler için kullanılacağı hükümet yok”

“Şimdi gençler için bir şey söylüyorlar: Çok tembeller. Bazen Afyon için de bu cümleyi duyuyoruz. Hayır, değil. Genç tembel olduğu için iş bulamıyor; iş olmadığı için tembelleşiyor. Afyon’da bugün tembel olduğu için değil, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kendisi için kullanacağı bir hükûmet olmadığı için maalesef tembelleşiyor.

Oradan evet, güzel görünüyor. Ama bu güzelliklerin hükûmet tarafından ortaya çıkarılması gerekiyor ki o güzellikleri hep beraber hem Afyon’da hem de diğer illerimizde ve Ankara’da yaşamış olalım.

O yüzden Afyonlular, buradan lütfen mermerimizi 1 TL’ye satmayın. Yani bugün İtalyan mutfakları bizim mermerimizi alıp dünyaya kendi mermeri gibi pazarlarken… Hayır, öyle değil.”

“Bunun yolu hükümeti değiştirmek”

“Bizim bu kendi mermerimizi kendi değerimiz içerisinde dünyaya pazarladığımız bir fikriyatın oluşması gerekiyor. Ki bu, insanımızda var. Birçok insanda, tüccarda, girişimcide konuştuğumuzda bu var.

Ama sürdürülebilir değil. Neden sürdürülebilir değil? Çünkü pazarda sizin rekabet edebileceğiniz bir ortam yok. Ve bunun hükûmet, devlet tarafından sağlanması gerekiyor.

Maalesef bu sağlanmadığı için hâlâ daha mermerimizi 1 TL’ye verip gidip İtalyan mutfağına 250 TL’ye almak durumunda kalıyoruz. Bir an önce Afyon’un ayağa kalkıp “Biz mermerimizi 1 TL’ye vermiyoruz!” demesi gerekiyor.

Bunun da yolu aslında hükûmeti değiştirmek.”

HABERE YORUM YAP

HABERE YAPILAN YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.